Ekonomi

2008 Ekonomik Krizinden Sonra Daha Fazla Önem Kazanan Gölge Bankacılık Nedir?

Gölge bankacılık son on yılda hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Aynı zamanda gölge bankalar finansal kriz sonrası ülkelere pek çok fayda sağlayan bir sistemdir. Peki gölge bankacılık tam olarak nedir? İşte gölge bankacılık ile ilgili detaylar.

Gölge bankacılık nedir?

Gölge bankacılık, klasik bankacılık sistemi ile yakın ilişki içindedir. Bilanço dışı işlemlerden oluşan bankacılık sistemine denir. Klasik bankacılık sistemine yasal arbitraj, vergi arbitrajı ve ek fonlama avantajları sunar. Diğer bir deyişle klasik bankacılık sistemi, kredi isteyen bireyler için aracılık yapan kurumlar olarak bilinmektedir. Ancak gölge bankacılıkta mevduat hesabına nakit aktarılmaz. Ancak bireysel bankacılık çalışmaları müşterilere sunulmamaktadır. Bu nedenle gölge bankacılık daha çok hedge fonlar, türevler ve repo piyasası ile ilgilenmektedir.

Gölge bankacılık sistemi, klasik bankaların tabi olduğu düzenlemeler çerçevesinde denetlenmemektedir.

Gölge bankacılık sistemi, klasik bankacılık sistemlerinde olduğu gibi yasal olarak denetlenmemektedir. Ticari bankalarla aynı hizmeti sunar. Geleneksel bankalar gibi borç alabilir ve borç verebilir. Tıpkı zamanın yatırılabileceği gibi. Ancak bankacılık denetimine ve düzenlemesine tabi olmayan finansal kuruluşlar içindedir.

Birbirine bağlı zincir süreçlerin gerçekleşmesi ile ortaya çıkar.

Küreselleşme ile birlikte gelişen piyasa ekonomilerinde finans departmanının yeri değer kazanmıştır. Diğer bir deyişle, finansallaşmanın arttığı makroekonomik sistemde, dünyanın yaşadığı en büyük ekonomik kriz 2008 yılında yaşanmıştır. Bu durum beraberinde bazı soru işaretlerini de getirmiştir. Gölge bankacılık sistemi de 2008 ekonomik krizinden sonra daha fazla değer kazandı. Bu nedenle faaliyetleri günümüzde daha da ivme kazanmıştır.

2019 yılının prestijiyle gölge bankacılığın toplam efektif maliyetinin 100 trilyon doları aştığı varsayılmaktadır.

Gölge bankacılık, 21. yüzyılda muazzam bir şekilde genişlemeye devam ediyor. 2019 yılında toplam efektif maliyetin 100 trilyon doları aşacağı tahmin edilmektedir. Kurumlara verilen tüm kredilerin %80’den fazlasının gölge bankacılık kurumları tarafından sağlandığı düşünülmektedir.

“Gölge Bankacılık” ifadesi, 2007 yılında Paul McCulley tarafından ortaya atılmıştır.

Gölge bankacılık terimi ilk kez 2007 yılında Paul McCulley tarafından ortaya atılmıştır. Gölge bankacılıkta, konvansiyonel bankalara göre daha düşük faiz oranlarıyla kredi alınabilmektedir. Ayrıca gölge bankacılığın ana kaynağı repo piyasasıdır. Bankaların elindeki enstrümanları ileri bir tarih ve fiyat karşılığında yatırımcılara sattıkları işlem türüne repo piyasası denir. ABD ise gölge bankacılığın en büyük oyuncusu. Avrupa, şubede gölge bankacılık için en hızlı büyüyen pazarların ortasında.

Teminatsız kredi sağladığı için tercih edilmektedir.

Gölge bankacılık sadece düşük faiz oranlarıyla tanınmıyor. Tıpkı zamanında teminatsız kredi vermek gibi. Bu nedenle tercih edilmektedir. Aslında, sıradan tüketicilerden mevduat kabul edilmez ve gölge bankacılıkta tutulur. Gölge terimi, hükümet düzenlemesinden muaf olduklarını belirtmek için kullanılır. Yani halka karşı şeffaf olmadığını gösteriyor.

Gölge bankacılık sistemindeki kurumlar kısa vadeli fonlara ve likit olmayan uzun vadeli varlıklara yatırım yaparlar.

Gölge bankacılık sistemindeki kuruluşlar, kısa vadeli fonlara ve likit olmayan uzun vadeli varlıklara yatırım yaparak vade ve likidite dönüşümü faaliyetlerinde bulunmaktadır. Gölge bankacılık süreçleri; alternatif finansman sistemleri ile finansal derinleşmeye katkı sağlamaktadır. Ancak yeni risklere yol açmamak için gölge bankacılık süreçlerinin ve gelişmelerinin takip edilmesi tavsiye edilmektedir. Bilgi eksikliklerinin giderilmesi, risklerin gerçek anlamda belirlenmesi için de bir koşuldur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu